23 Şubat 2011 Çarşamba

Anadolu'nun isyanı


"Gökyüzü ağlamazsa yeryüzü gülmez" cümlesiyle başlıyor film... Ne anlamlı bir cümledir bu... Gökyüzü gönüllü ağlamaktadır tamamlayıcısı yeryüzü uğruna... Hayat bağışlar, bereket getirir topraklara...

Doğa'daki müthiş dengeyi her geçen gün kendi ellerimizle biraz daha mahvediyor, umarsızca kaynakları tüketiyoruz. Tüm bunlara dur demenin zamanı geldi de geçiyor... Bu yüzden toplumu bilinçlendirme adına;



Lütfen bu videoyu, etrafınızdaki herkese izletin ve tüm sosyal ağlarda paylaşın... 




Duymadım, görmedim, bilmiyorum diyenler için Anadolu’daki dere ve doğa katliamı belgelendi…

Enerji ve kalkınma politikalarının doğa ve akarsular üzerindeki olumsuz etkisini ve halkın bu yatırımlara karşı tepkisini gözler önüne seren ‘Anadolu’nun İsyanı’ adlı film rekora gidiyor.

Herhangi bir kar amacı güdülmeden konuya duyarlı insanların gönülden destekleriyle tamamlanan film, HES’lere karşı Anadolu’da verilen mücadeleyi bizzat onların ağzından anlatıyor.

Hidroelektrik santrallerin (HES) doğa ve kırsalda yaşayan insanlar üzerindeki olumsuz etkilerini ve HES yatırımlarına karşı verilen mücadeleleri anlatan ‘Anadolu’nun İsyanı’ adlı kısa film gönüllü desteklerle ve kolektif bir çalışma sonucu ortaya çıkarıldı.

Anadolu’nun dört bir yanında devam eden HES çalışmalarının yıkıcı etkisine dikkat çeken film Akdeniz’den Karadeniz’e, Doğu Anadolu’dan Ege’ye kadar 20 bin kilometre yol kat edilerek çekildi.

İnternet üzerinden indirilebilen, çoğaltılmasına ve dağıtılmasına, festival ve toplu gösterimler için özel izin alınmasına, kullanılmasına herhangi bir kısıtlama konulmayan film, Anadolu derelerinin özgür akması için mücadele edenlere adandı.

Üç gün içerisinde 50 bine yakın izleyiciye ulaşan filme dileyen herkes sosyal paylaşım sitelerinden,

anadolunehirleri.org/tr.html,

anadoluyuvermeyecegiz.net

vimeo.com/vermeyoz/film adreslerinden ulaşabiliyor.

Filmin en kısa sürede 7 dilde çevirisi bekleniyor ayrıca, önümüzdeki aylarda filmin uzun metrajlı halinin de yayınlanması söz konusu.

Filmle ilgili yapılan açıklamada, şunlar söylendi:

“Bizlerin doymak bilmeyen tüketim alışkanları ve ihtiyaçlarının doğa üzerindeki yıkıcı etkisi her geçen gün biraz daha artıyor. Hiç haberimiz olmasa da, umursamazsak da, gitmesek de, görmesek de bizim bu yaşam biçimimizin bedelini bir takım canlılar, insanlar ödüyor. Bu film; bir yandan Anadolu nehirleri ve doğası için verilen mücadeleleri anlatırken, bir yandan da şehirlerde hiçbir sorun yokmuş gibi yaşamaya devam eden insanlara ayna tutmak ve bu soruna ortak etmek için hazırlandı. Unutmamız gerekiyor ki, bu ateş sadece düştüğü yeri değil tüm canlı yaşamını yakacak. 


Bu gerçeğin fakına varanlar Nisan ayında tüm Anadolu’dan Ankara’ya doğru yürümeye başlayacak. Bu yürüyüşe katılmak ve destek vermek hepimizin yaşama karşı ortak sorumluluğudur.


Filmin indirilmesi, çoğaltılması ve dağıtılmasında hiç bir sakınca yoktur.
Anadolu'nun tüm canlılarına armağan olsun..''

1 yorum:

  1. Videodan:

    25 yıl içinde Dünya nüfusunun yarısı su kıtlığı gerçeğiyle karkı karşıya kalacak. Biz ise derelerimizin her birini başka bir şirkete pazarlıyoruz. Hem de 49 yıllık...

    Hükümet derelerimizin satılmadığını sadece kullanım haklarının kiralandığını söylüyor. Ancak şu an iletim hatlarındaki kayıp ve kaçaklar nedeniyle yitirdiğimiz enerjinin HES'te üreteceği enerjiden çok daha fazla olduğunu açıklayamıyor.

    Onlara göre santraller doğaya da hiçbir zarar vermiyor. Oysa bu yıkımı bizzat yaşayanlar için manzara çok farklı...

    YanıtlaSil